'Sabahları derse gitme sendromlarım' yerini 'akşam derse gitme sendromlarıma' devretti. Sabahları uyanamadığımız yetmiyormuş gibi 2.öğretim derslerine bile yetişemiyoruz yahu! Annem bu yüzden eve çıkmamı hiç istemezdi de haklıymış tabii. (Anneler haksız çıkmaz laneti) Ders çalışmam gereken şu günlerde bu durumdan rahatsızlığımı bugün anladım şöyle ki; sabah derse gitmeyince, akşam giderim diyorum ve yatıyorum akşama kadar, e akşam zaten derse gidiyorum ve böylece gün bitmiş oluyor, elde var sıfır. Mary Jane kafası sabah o yastıktan kalkmalı!
Arkadaşlarımızın çoğu geçen sene mezun oldukları için (ki buna sevdiceğim de dahil) bu sene buranın ne kadar sıkıcı olduğunun yani evet, bu tehlikenin farkındayız. Ev ahalisi yani 3 kişi olarak görüştüğümüz insan sayısı iki elin parmağını geçmeyecek hale geldi. Ev ahali birbilerine çok yakın arkadaşlardan oluştuğu için biliyorum ki şanslıyız.(ne ararsan var bu evde!) Ama geçen seneki o güzel koşuşturmalar yok.
Bugün derse de girmesek de oluyor-muş! İmza almadığı yetmiyormuş gibi koca amfide 4 kişi kalmamıza rağmen o iğrenç hırkası ve bluzundan belli olan dantelli sütyeni ile dersi anlatmaya devam etti! Bazı hocalar var; dersi slayttan okur, sınavlarda ise kitaptan sorumlu olacağımızı söyler.Bu işte aklınızdan geçenden. 154 sayfa patladı!!
Bir insanı 'her dakika özlemek' ne demekmiş, işte bunu iliklerime kadar hissediyorum, gün boyunca yaptığım her şeyde bunun mücadelesini veriyorum; bazen gülümseyerek bazen gözlerim dolarak. Biliyorum ki mesafeler uzaklaştırmıyor bizi aksine çok yakınlaştırıyor öyle ki burnumda tütüyor!
Millet olarak gülmeyi özlediğimiz bugünler var, şimdilerde.Şehitlerimizin toprağı bol olsun, Depremzede vatandaşlarımız için yapacağımız yardımları bilmediğimiz kurum/kuruluşlara yapmayalım, bunlardan yararlanacak insanların olduğunu bilmek gerçekten üzücü. Bir diğer takıldığım nokta ise 9 yıldır ödenen Deprem Vergileri bugünlerde kullanılmıyor mu?
öptüm, kıps
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder